Muvahhİd Nedir?, Birlikte öğrenelim buyrun.
1 sayfadaki 1 sayfası
Muvahhİd Nedir?, Birlikte öğrenelim buyrun.
Birleyen, birleştirici olan, bir tek kabul eden; Tevhid inancına sahip olan Allah'ın vahdaniyetine şeksiz şüphesiz iman eden ve bu inancı şirkin her türlü pisliğinden uzak tutan kimse. Bu tanımıyla "muvahhid", "müşrik" teriminin tam karşıtıdır.
Kur'ân-ı Kerîm ve hadis-i şeriflerde "muvahhid" tabirine rastlanmaz. Hattâ bu terimin masdarı olan "tevhid" tabirine de Kur'an'da rastlamak mümkün değildir. Ancak bazı hadislerde "vahhadellahe" (Allah'ı tevhîd etti-birledi) tabirinin geçtiğini müşahede etmek mümkündür. Nitekim Peygamber (s.a.s)'in, Muaz b. Cebel'i Yemen tarafına gönderdiği zaman ona şöyle dediği rivayet olunur:
"Sen ehl-i kitab olan bir kavme gidiyorsun. Onları davet edeceğin ilk şey Allahü Teâlâ'yı tevhîd etmek olsun"(Buhârî, Tevhîd, 1). Başka bir hadiste ise Rasûlüllah'ın şöyle buyurduğunu görüyoruz:
"Her kim Allah'ı tevhîd ederse (malını ve kanını korumuş olur. Hesabı da Allah'a kalmıştır)" (Müslim, İman, .
Tirmizi'nin Sünen'inde, mü'minlerden söz edilirken "Ehl-i tevhîd" tabirinin kullanıldığını görüyoruz (Tirmizî İman, 17).
Öyle görülüyor ki, Kur'ân; meseleyi; Allah'ı tevhîd tarzında değil, bir tek Allah'a iman ve yalnızca O'na ibadet şeklinde sunmuştur. Kur'ân'da "tevhîd" tabirinin yer almaması bunu gösterir.
Buna göre, hadislerde geçen "vahhadellah" tabiri, "Allah'ın vahdâniyetine iman" anlamındadır. Bu da âyet ve hadislerde Allah'a nisbet edilen isim, fiil ve sıfatları aynen kabul etmek, O'na yakışmayan noksan sıfatlardan O'nu tenzîh etmek, yalnızca O'na ibadet etmek, bir sıkıntıya düştüğünde ya da Allah'tan başkasının; cevap vermeye muktedir olamadığı bir darlığa duçar olunduğunda sadece O'ndan yardım dilemek demektir. İşte gerçek "muvahhid" böylesi bir inanca sahip olan ve inancının gereğini yaşayan kimsedir. İnancın kalbe hasredilmesi, eserinti yaşanan hayatta görülmemesi bir anlam ifade etmez.
Kur'ân-ı Kerîm'de her ne kadar "muvahhid" terimi geçmiyorsa da buna yakın hattâ biraz daha kapsamlı bir manâ ifade eden "hanif" çoğulu olân "hunefâ" tabirleri sık sık geçmekte ve bazı müfessirlerce, bu tabirler "muvahhid" şeklinde tefsir edilmektedir.
İbn Kesir de, Bakara Sûresinin 135. âyetini tefsir ederken Katade'nin; "Haniflik, lâilâhe illallah, diye şehadet etmektir" dediğini nakleder ki bu, "tevhîd"in ta kendisidir
Kur'ân-ı Kerîm ve hadis-i şeriflerde "muvahhid" tabirine rastlanmaz. Hattâ bu terimin masdarı olan "tevhid" tabirine de Kur'an'da rastlamak mümkün değildir. Ancak bazı hadislerde "vahhadellahe" (Allah'ı tevhîd etti-birledi) tabirinin geçtiğini müşahede etmek mümkündür. Nitekim Peygamber (s.a.s)'in, Muaz b. Cebel'i Yemen tarafına gönderdiği zaman ona şöyle dediği rivayet olunur:
"Sen ehl-i kitab olan bir kavme gidiyorsun. Onları davet edeceğin ilk şey Allahü Teâlâ'yı tevhîd etmek olsun"(Buhârî, Tevhîd, 1). Başka bir hadiste ise Rasûlüllah'ın şöyle buyurduğunu görüyoruz:
"Her kim Allah'ı tevhîd ederse (malını ve kanını korumuş olur. Hesabı da Allah'a kalmıştır)" (Müslim, İman, .
Tirmizi'nin Sünen'inde, mü'minlerden söz edilirken "Ehl-i tevhîd" tabirinin kullanıldığını görüyoruz (Tirmizî İman, 17).
Öyle görülüyor ki, Kur'ân; meseleyi; Allah'ı tevhîd tarzında değil, bir tek Allah'a iman ve yalnızca O'na ibadet şeklinde sunmuştur. Kur'ân'da "tevhîd" tabirinin yer almaması bunu gösterir.
Buna göre, hadislerde geçen "vahhadellah" tabiri, "Allah'ın vahdâniyetine iman" anlamındadır. Bu da âyet ve hadislerde Allah'a nisbet edilen isim, fiil ve sıfatları aynen kabul etmek, O'na yakışmayan noksan sıfatlardan O'nu tenzîh etmek, yalnızca O'na ibadet etmek, bir sıkıntıya düştüğünde ya da Allah'tan başkasının; cevap vermeye muktedir olamadığı bir darlığa duçar olunduğunda sadece O'ndan yardım dilemek demektir. İşte gerçek "muvahhid" böylesi bir inanca sahip olan ve inancının gereğini yaşayan kimsedir. İnancın kalbe hasredilmesi, eserinti yaşanan hayatta görülmemesi bir anlam ifade etmez.
Kur'ân-ı Kerîm'de her ne kadar "muvahhid" terimi geçmiyorsa da buna yakın hattâ biraz daha kapsamlı bir manâ ifade eden "hanif" çoğulu olân "hunefâ" tabirleri sık sık geçmekte ve bazı müfessirlerce, bu tabirler "muvahhid" şeklinde tefsir edilmektedir.
İbn Kesir de, Bakara Sûresinin 135. âyetini tefsir ederken Katade'nin; "Haniflik, lâilâhe illallah, diye şehadet etmektir" dediğini nakleder ki bu, "tevhîd"in ta kendisidir
Çetin- Yeni Uye
- Mesaj Sayısı : 72
Kayıt tarihi : 15/10/07
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz